Düşündürürken Güldürmek
Düşündürürken Güldürmek
Merhaba arkadaşlar, bugün Cem Yılmazdan esinlenerek, onun deyimi ile
"Güldürürken Düşündürmek" olan bu tekniğin tam tersi hakkında bir makale
yazmak aklıma geldi.
Aslında konu başlığı ile ilgili olarak, akılda kalıcılık şeklinde bir açıklama yapabiliriz.
Demem şu ki; bizim Sosyal Mühendislik Senaryosu süreci içerisinde
yapacağımız her hareketin, hedefin aklında yer edeceğini, en ufak
dikkatsizliğin bile harekete dönüşmesi sonucunda, hedefin şüpheye
düşmesi söz konusu olacağını unutmamamız gerekir.
Bu da demektir ki, hâl ve hareketlerimizde gereken çeki düzen ve özeni gösterdiğimizde, akıldaki yerimiz değişecektir.
Bir hedefin, neşeli hal ve hareketlerde bulunan birine yaklaşımı da
aşağı yukarı "Hiç bir tehlike arz etmiyor." ibaresi ile olacaktır.
Bir cismin/insanın/nesnenin insan aklındaki yeri çok önemlidir.
Nitekim şu örnekle devam edecek olursak size iyi bir kanıt sunmuş olurum.
CWmizde de NurSUN hocamızın imza-i imgesinde yer etmiş bir küçük hikâyede şöyle der;
Bu sabah kuş sesleriyle uyandım.
Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil!
Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.
Kuş sesleri dediğimde aklınıza asla karganın gelmediğini biliyorum.
Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinizden değil, karganın
türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan
elbette.
Acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve
sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba insan denince hatırlanıyor muyuz?
Bizim süreç içerisinde yapmamız gereken, tam olarak istediğimiz intibâyı hedefin gözü üzerinde oluşturabilmek.
Bunu yapmak için, ikna, telkin, akıl oyunları, düşünce kargaşaları teknikleri gibi teknikler kullanılabilir.